Türkiye’de öteden beri eğitimde kademeler arası geçiş sistemleri üzerine tartışmalar sürdürülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı, son yıllarda okulu merkeze alacak şekilde muhtelif adımlar atmış ve liselere geçiş için çeşitli sistemleri denemiştir. Son olarak, 2018 yılında uygulamaya konan Liselere Geçiş Sistemi (LGS), öğrenciler üzerindeki baskıyı hafifletmek için, tüm öğrencilerin merkezi sınava girme zorunluluğunu sonlandırmış ve ortaöğretim kurumlarına geçiş sürecinde merkezi ve yerel yerleştirme olmak üzere iki farklı yerleştirmeye imkân tanımıştır. Bir başka ifadeyle, öğrencilerin yaklaşık yüzde 90’ını merkezi sınav zorunluluğu olmadan yerleştirmeyi; geriye kalanları ise merkezi sınav puanı ile yerleştirmeyi hedeflemiştir. Böylece, merkezi yerleştirme merkezi sınav puanı ile yapılmakta iken yerel yerleştirme sınav puanı olmadan kayıt alanı temelli olarak okul başarı puanına göre gerçekleştirilmektedir.
Fen Liseleri, Sosyal Bilimler Liseleri ve Anadolu teknik programı uygulayan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin tamamına ve proje okul kapsamına alınan Anadolu Liseleri, Anadolu İmam Hatip Liseleri ve Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine sınav puanı ile yerleştirilme yapılmaktadır. Diğer taraftan proje okul kapsamında olmayan Anadolu Liseleri, Anadolu İmam Hatip Liseleri ve Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerine ise yerel yerleştirme yapılmaktadır. Bu yazıda LGS kapsamında yerleştirme süreci uygulandığı üç yıl üzerinden verilere dayalı olarak ele alınmaktadır.
Süreç sürekli iyileştirildi
2018 yılı LGS kapsamında yerleştirmede en büyük sorunlardan birisi yerleştirme kriterlerinden kaynaklanmıştı. Ortaokulda bulunuşluk durumu ve tercih sırası okul başarı puanının önünde yer alan kriterlerdi. Bu kriter sıralaması okul başarı puanı düşük olan ancak okulda daha uzun süredir bulunan veya daha üst sırada tercih eden öğrencilerin yerleştiği okullara okul başarı puanı yüksek olan öğrencilerin yerleşememesine yol açmıştı. Diğer taraftan okul başarı puanında da tekil başarı notu yerine 80-100 gibi dilimler şeklinde uygulanması okul başarı puanının işlevsel bir şekilde kullanılmasını engellemişti. Sonuçta 2018 yılı yerleştirmelerinde öğrenci ve velilerin memnuniyetsizliği artarken yerleştirmeden şikâyetler de giderek artmıştı. Bu sorunları ortadan kaldırmak ve süreci iyileştirmek üzere 2019 yılında sınavsız yerel yerleştirme kriterleri güncellendi. Ortaokullarda bulunuşluk ve tercih sırası kriterlerden çıkartıldı. Sınavsız yerel yerleştirme sırasıyla, öğrencilerin ikamet adresleri, okul başarı puanının üstünlüğü ve okula özürsüz devamsızlık yapılan gün sayısının azlığı kriterlerine göre yapıldı. Bu üç kriterde eşitlik olması durumunda ise sırasıyla 8., 7. ve 6. sınıflardaki yılsonu başarı puanı üstünlüğüne bakılarak yerleştirme gerçekleştirildi. Okul başarı puanının dikkate alınmasında başarı dilimleri uygulamasına son verildi ve öğrencinin puanı neyse doğrudan o puan dikkate alındı. Hesaplanan okul başarı puanları virgülden sonra dört hane olarak dikkate alındı.
MEB’de yeni bir uygulama olarak 2018 yılsonu itibariyle Eğitim Analiz ve Değerlendirme Raporları Serisi yayımlanmaya başlanılmıştı. Bu kapsamda özellikle sınavlarla ilgili değerlendirme raporları büyük öneme sahip olup bu raporlarla sınavla ilgili detaylı analizler verilere dayalı olarak ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Bu, Bakanlık için hem hesap verebilirlik açısından çok önemli hem de eksikliklerin görülmesi ve dolayısıyla süreçlerin iyileştirilmesi açısından da çok önemli bir işleve sahiptir. Örneğin, 2018 yılı ortaöğretim kurumlarına geçiş için yapılan merkezi sınavla ilgili hazırlanan raporda sayısal alanda yapılan ikinci oturumda sürenin uzatılması bulgulara göre önerilmişti.
Bu öneri dikkate alınarak 2019 yılında bu oturumdaki süre 20 dakika uzatıldı. Diğer taraftan öğrencilerin sınava hazırlanmalarında rehberlik etmek üzere her ay örnek soru kitapçığı yayımlandı. Sonuç olarak öğrenciler sınavda bir sürprizle karşılaşmadılar. 1 Haziran 2019 tarihinde iki oturum şeklinde yapılan sınav, il ve ilçelerimizde 953 sınav merkezinde ve yurtdışında 15 sınav merkezinde olmak üzere toplam 968 sınav merkezinde gerçekleştirildi. Sınavda toplam 3.769 sınav binası ve 63 bin 085 sınav salonu kullanıldı. Sınavın her iki oturumu da her hangi bir sorun olmadan tamamlandı. Sınav sonrasında hiçbir soru iptal edilmedi. Bu ölçekte bir sınavın sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi ve hiçbir sorunun da iptal edilmemesi sürecin başarılı bir şekilde tamamlanmasında ve algının olumlu olmasında önemli bir katkı yaptı.
Sınavsız yerleştirmede en kritik konu kayıt alanlarının arz-talep dengesini karşılayabilecek şekilde rasyonel bir zeminde oluşturulmasıdır. Bu amaçla 2018 yılında karşılaşılan sorunlar da göz önüne alınarak sürecin tamamı il müdürlerinin katılımı ve katkısı ile yürütüldü. İlk olarak tüm liselerin kapasiteleri yerinde tespit edilerek QR kodu oluşturulup coğrafi bilgi sistemine işlendi. Böylece tüm liselerle ilgili detaylı bilgi dijitalleştirilip il müdürlerinin kullanımlarına açıldı. İl müdürleri oluşturulan bu dijital platformu da kullanarak kayıt alanlarını yeniden yapılandırdılar ve 2019 yerleştirmesi için hazır hale getirdiler.
Covid-19 tedbirleri
Diğer taraftan 2020 LGS kapsamında merkezi sınavının önünde iki büyük temel sorun bulunuyordu. Birincisi 2020 yılındaki 8. sınıf öğrenci sayısında 2019 yılına göre öğrenci sayısındaki ciddi artıştı. Bu kapsamda hazırlıklara 2019 yılına göre çok erken başlandı. Bakanlığın ilgili tüm birimleri ve 81 il müdürünün katılımı ile tüm süreç masaya yatırıldı. Her ilin koşulları ayrı ayrı ve detaylı bir şekilde değerlendirilerek yeni koşullara uygun kapasite üretimi sağlandı. Kapasite üretiminde birinci öncelik, tüm öğrencilere sınavsız liselerde yeterli kapasite oluşturabilmekti. Bu kapsamda mevcut okul yatırımları yeniden değerlendirilerek ihtiyaca göre okul türlerinde ihtiyaç duyulan dönüşümler sağlandı. Aylar süren çalışma sonunda hem sınavlı hem de sınavsız yerleşme yapılacak lise türlerinde ihtiyaç duyulan kapasite oluşturma çalışmaları başarı ile tamamlandı. 2019 yılında sınavla öğrenci alan Anadolu Lisesi bulunmayan 21 ilde de sınavla öğrenci alan en az bir Anadolu Lisesi açılarak 81 ilde sınavlı okullara erişim imkânı artırıldı. Ayrıca, 2020 yılında sınavla öğrenci alan okul tercih sayısı da beşten ona çıkartıldı.
2020 LGS merkezi sınav ile ilgili diğer çok önemli sorun sınavın COVID-19 salgını koşullarında yapılmasıydı. Bu amaçla süreçle ilgili iyileştirmelere gidildi. Öncelikle ikinci dönem okullarda yüz yüze eğitim olmadığı için sınav kapsamı 8. sınıfın sadece birinci dönem müfredatı ile sınırlandırıldı. 2019 yılında her ay yayımlanan örnek soru kitapçığı ayda iki kez yayımlandı. Ayrıca öğrencilerin sınava hazırlanmalarında yardımcı olması için her ay soru destek paketleri yayımlandı. Diğer taraftan merkezi sınav yapılacak okul belirleme politikasında iyileştirmeye gidildi. Salgın ile mücadele kapsamında öğrenci ve velilerde kaygı düzeyini düşürmek için tüm öğrencilerin kendi okullarında sınava girme kararı alındı. Böylece 2019 yılında sınavda 3 bin 873 sınav binası kullanılırken bu sayı yaklaşık beş kat artırılarak 2020 yılında 18 bin 139 sınav binasına çıkartıldı. Sınav binası sayısındaki bu artış, sınav görevli sayısına da yansıdı. 2019 yılında sınavda yaklaşık 150 bin sınav görevlisi görev yaparken bu sayı 2020 yılında 350 binin üzerine çıktı. Diğer taraftan sınav binalarında gerekli dezenfeksiyon işlemleri gerçekleştirilirken tüm öğrenci ve sınav görevlilerine ücretsiz maske verildi. Ayrıca, sınav binalarına girişte, sınavda, sınav arasında ve sınav sonunda sosyal mesafeyi korumak için her türlü önlem alındı. Tüm önlemlerin titizlikle uygulandığı sınav 20 Haziran 2020 tarihinde sorunsuz bir şekilde uygulandı. 2019 yılında olduğu gibi 2020 yılında da hiçbir soru iptali olmadı.
Rehberlik hizmetlerine ağırlık verildi
Ortaöğretim kurumlarına yerleştirmenin en önemli kısmını tercih aşaması oluşturmaktadır. Öğrenciler tercih yaptıkları okullara, yerleştirme kriterlerine göre yerleştirilmektedir. Ancak, Bakanlığın aynı zamanda tüm öğrencileri zorunlu eğitim kapsamında bir liseye yerleştirme zorunluluğu vardır. Bu durum, yerleştirme sistemine ağır bir sorumluluk yüklemektedir. Öğrencilerin kendi koşullarına en uygun liseleri tercih etmesi, dolayısıyla rasyonel bir tercih yapması kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle Bakanlık 2019 yılında tercihlere yönelik rehberlik hizmetine büyük önem vermiş, hem sınavla öğrenci alan okullara yönelik hem de sınavsız yerel yerleştirme ile ilgili kapsamlı dijital rehberlik platformları oluşturulmuştur. Ayrıca, mesleki ve teknik eğitimle ilgili de ayrı bir dijital rehberlik platformu oluşturulmuştur. Sunulan rehberlik hizmetlerinde 2019 yılında 20 milyonun üzerinde bir kullanım kapasitesi oluştu. Tüm bu rakamlar yapılan rehberliğin ne kadar faydalı olduğunu ve ne kadar önemli bir boşluğu doldurduğunu gösteriyor. Aynı uygulamaya 2020 yılında da büyük ağırlık verildi. Diğer taraftan tüm illerde il müdürleri süreci başından sonuna kadar başarılı bir şekilde yönettiler ve okullarda rehber öğretmenleri de sürece önemli katkı sundular. Sürecin başından sonuna kadar başarılı bir şekilde yürütülmesi yerleştirme sonuçlarının da başarılı olmasını sağladı.
Sınavlı okullarda doluluk yüzde 99
Yerleştirme sonuçları 2019 ve 2020 yıllarında ayrıntılı bir değerlendirme raporu ile birlikte açıklandı. 2019 yılında birinci merkezi yerleştirme sonuçları oldukça olumlu bir tablo çizmişti. Merkezi sınavla öğrenci alan okullarda doluluk oranı yüzde 99,6 olarak gerçekleşti. 2020 yılında sınavlı okul kapasitesinde yaklaşık yüzde 53 oranında bir artışa gidilmesine rağmen 2020 yılında da sınavlı okullarda doluluk oranı yüzde 99,3 olarak gerçekleşti. Sınavlı okul yerleştirmelerinde mesleki ve teknik Anadolu liselerinin doluluk oranlarında yıllara sâri artış oldukça dikkat çekiciydi. 2018 yılında sınavla öğrenci alan mesleki ve teknik Anadolu liselerinin kontenjanı 2019 yılına göre düşük olmasına rağmen doluluk oranı yaklaşık yüzde 74’ler seviyesinde gerçekleşmişken 2019 yılı sonunda bu oran yüzde 98’ler seviyesine yükselmişti. 2020 yılında bu iyileşme eğilimi sürdü ve sınavlı okul kapsamında mesleki ve teknik Anadolu liselerine yerleşen öğrenci sayısı 2019 yılına göre yüzde 64 arttı. Bu iyileşme eğilimi, MEB’in son iki yılda mesleki eğitimi güçlendirmek için attığı adımların başarısının somut bir göstergesidir.
Sınavsız yerleşen öğrencilerin yüzde 92’si ilk üç tercihinden birine yerleşti
Sınavlı okulların kontenjanı görece düşük olduğu için yerleştirmenin asıl performansını belirleyen sınavsız yerel yerleştirmedir. 2019 yılı yerel yerleştirmelerde öğrencilerin yüzde 91’i tercihlerindeki ilk üç okuldan birisine yerleşti. Bu oran yerleşen öğrencilerin memnuniyetinin yüksekliğini göstermesi açısından oldukça önemli bir veridir. Öğrenci sayısındaki ciddi artışa rağmen 2020 yılında yerel yerleştirmede bu oran yüzde 92’ye yükseldi. Dolayısıyla bu sonuçlar LGS sisteminde her yıl yapılan iyileştirmelerle artık öğrenci memnuniyetinin giderek arttığını somut olarak göstermektedir.
Diğer taraftan 2019 yılında yerel yerleştirmede öğrencilerin yüzde 52’si birinci tercihlerindeki okullara yerleştiler. 2020 yılında ise öğrenci sayısındaki artış nedeniyle bu oranda küçük bir düşüş olmasına rağmen öğrencilerin yüzde 49’u birinci tercihlerine yerleştiler. Bir diğer ifadeyle sınavsız yerel yerleştirmede öğrencilerin yarısı istedikleri birinci okullara yerleşebildiler. Bu, yerel yerleştirmenin ve sürecin tamamının ne kadar iyileştirildiğinin çarpıcı bir göstergesini oluşturmaktadır.
Memnuniyet arttı
Sınavsız yerel yerleştirmede Anadolu Lisesi, Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Mesleki ve Teknik Anadolu lisesine yerleşen öğrencilerin yerleştikleri okulların tercihlerindeki yerleri de bu memnuniyetin okul türleri bakımından ayrıntısını vermektedir. Bu bağlamda Anadolu liselerine 2019 yılında yerleşen öğrencilerin yüzde 58’i birinci tercihlerindeki bir Anadolu lisesine yerleşirken yüzde 99’u ise ilk üç tercihlerinde yer alan bir Anadolu lisesine yerleştiler. 2020 yılında da Anadolu liselerine yerleşen öğrencilerin yüzde 99’u yine ilk üç tercihlerinde yer alan bir Anadolu lisesine yerleştiler.
Benzer şekilde Anadolu İmam Hatip liselerine sınavsız yerleşen öğrencilerin yüzde 52’si birinci tercihlerindeki bir Anadolu İmam Hatip lisesine yerleşirken yüzde 87’si ise ilk üç tercihlerinde yer alan bir Anadolu İmam Hatip lisesine yerleştiler. 2020 yılında da bu eğilimin devam ettiği ve Anadolu İmam Hatip liselerine sınavsız yerleşen öğrencilerin yüzde 87,3’nün ilk üç tercihlerinde yer alan bir Anadolu İmam Hatip lisesine yerleştikleri görülmektedir.
Mesleki eğitimde yüzde 40 artış
Bu kapsamda en büyük iyileşmenin yine mesleki teknik eğitimde gerçekleştiği görülmektedir. 2019 yılında mesleki ve teknik Anadolu liselerine yerleşen öğrencilerin yüzde 41’i birinci tercihlerindeki bir Mesleki ve Teknik Anadolu lisesine yerleşirken yüzde 79’u ise ilk üç tercihlerinde yer alan bir Mesleki ve Teknik Anadolu lisesine yerleştiler. 2020 yılında ise mesleki ve teknik Anadolu liselerine yerleşen öğrencilerin yüzde 43’ü birinci tercihlerindeki bir Mesleki ve Teknik Anadolu lisesine yerleşirken yüzde 82’sinin ise ilk üç tercihlerinde yer alan bir Mesleki ve Teknik Anadolu lisesine yerleştikleri görülmektedir.
Mesleki eğitimde sınavlı ve sınavsız yerleşen toplam öğrenci oranında da artış dikkat çekmektedir. Bu kapsamda 2020 yılında mesleki eğitimi tercih ederek yerleşen öğrenci sayısının 2019 yılına göre yüzde 40 arttığı görülmektedir. Bu bağlamda 2020 yılında her okul türüne yerleşen öğrenci sayısındaki 2019 yılına göre artışlar karşılaştırıldığında en büyük artış oranının mesleki eğitimde gerçekleştiği görülmektedir. Bu veriler mesleki eğitimin artık öğrencilerin tercihlerinde üst sıralarda yer aldığını göstermektedir.
Sonuç olarak 2020 yılı LGS kapsamında ortaöğretim kurumlarına yerleştirme süreci öğrenci ve velilerin memnuniyetini artıracak şekilde başarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Bu sonuçlar aynı zamanda son üç yılda yerleştirmelerde süreç iyileştirmenin ve paydaşların tamamının süreç boyunca aktif katılımlarının sağlanmasının ne kadar önemli olduğunu da göstermektedir.
Yeni hedef birinci tercihinde yerleşen öğrenci oranını yükseltmek
Sonuç olarak, 2019 yılında yaptığımız iyileştirmelerle LGS sistemi oturdu ve başarılı bir şekilde çalışıyor. 2020 yılında ise aynı sistemi küçük iyileştirmelerle kullandık ve daha iyi bir noktaya geldik. Bundan sonra özellikle son iki yılda elde edilen başarı düzeyini daha da yükseğe çekmek ve öğrenci ve velilerin memnuniyetlerini artırmak için yapılabilecek iyileştirmelere odaklanılacaktır. Orta ve uzun vadedeki hedefimiz, ülkenin neresinde yaşarsa yaşasın bir velinin çocuğunu evine yakın bir liseye gönül rahatlığıyla teslim edebilmesini sağlamaktır. Bunun da önemli bir göstergesi, sınavsız yerleştirmede birinci tercihe yerleşen öğrenci oranıdır. 2020 yılında bu oran yüzde 49 olarak gerçekleşti. Öğrenci sayısındaki ciddi artışa rağmen sınavsız yerleşen iki öğrenciden birisi birinci tercihinde yer alan bir liseye yerleşebildi. Bu oranı her yıl artırmak istiyoruz. Bu nedenle sınavsız yerleşen öğrencilerin 2021 yılında en az yüzde 60’nın, 2022 yılında ise en az yüzde 70’inin birinci tercihinde yer alan liseye yerleştirmeyi hedefliyoruz. Bu hedeflere ulaştıkça öğrencilerin büyük bir kısmı sınava girmeden istedikleri liselere daha kolay bir şekilde yerleşebilecekler.
Diğer taraftan, liseler arasındaki başarı farklarını kapatmaya yönelik politikalara daha fazla ağırlık verecek ve dezavantajlı okullara daha fazla destek sağlayacağız. Ayrıca, özellikle temel eğitimde başarılı ve başarısız öğrenciler arasındaki farkı kapatmaya yönelik telafi eğitimleri düzenleyerek tüm öğrencilerimizin liseye daha hazırlıklı gelmesini sağlayacağız.
Prof. Dr. Mahmut Özer/ MEB Bakan Yardımcısı
mahmutozer2002@yahoo.com