Atatürk
    Haberler
Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, mesleki eğitimde AR-GE dönemine geçildiğini belirterek, “Yaklaşık 20 AR-GE merkezimiz olacak. Her merkez farklı bir alana yoğunlaşacak” dedi.

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, meslek liselerinde kurulan AR-GE merkezleri ile ilgili salgın sonrası dönemdeki planlarını Milliyet’e anlattı. “Mesleki eğitimde artık AR-GE dönemine geçiyoruz” diyen Özer, kovid-19 salgınının mesleki eğitime en önemli kazanımlarından birisinin bu olacağını belirterek, “Bu süreçte kurduğumuz AR-GE merkezlerine bölgesel dağılımı da göz önüne alarak yenilerini ekleyeceğiz. Yaklaşık 20 AR-GE merkezimiz olacak. Her merkez farklı bir alana yoğunlaşacak. Örneğin bir merkez sadece yazılım ile ilgili olurken bir diğeri biyomedikal cihaz teknolojileri üzerine yoğunlaşacak. Ana odağı ürün geliştirme, patent, faydalı model, tasarım ve marka üretmek, tescil ettirmek ve ticarileşmesini sağlamak olacak. Ürün çeşitliliğini sürekli artıracağız. Öğretmen eğitimlerimizi artık bu bölgesel AR-GE merkezlerinde gerçekleştireceğiz” dedi. Mesleki eğitim müfredatının da süreç sonrasında otomasyon, yazılım, yapay zekâ teknolojileri ve dijital becerilere yönelik hızlıca güncelleneceğini belirten Özer, güncellenmede AR-GE merkezlerinin önemli katkı sağlayacağını vurguladı.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) kovid-19 salgını ile mücadele günlerinde büyük bir atağa geçti. Okullarda önce ihtiyaç duyulan dezenfeksiyon malzemelerinden maskeye, yüz koruyucu siperden tek kullanımlık önlük ve tuluma kadar çok sayıda ürün hızla üretildi. MEB böylelikle, mücadelenin ilk günlerinde salgının önlenmesine çok önemli katkılar yaptı. Ardından solunum cihazından maske makinesi, hava filtrasyon cihazı, video laringoskop cihazı üretimini sürdürdü. Milliyet, güçlü mesleki eğitimin önemini gösteren bu süreçte, kovid-19 salgını sonrası nasıl bir mesleki eğitim planlaması olacağını MEB Bakan Yardımcısı Mahmut Özer’e sordu.

‘OLUMSUZ ETKİLENDİK’

- Kovid-19 ile mücadele günlerinde mesleki eğitim başarılı bir sınav verdi. İnanılmaz bir deneyim de kazanan mesleki eğitimin geleceği ile ilgili neler planlıyorsunuz?

Mesleki eğitim ülkemizde yıllardan beri iş piyasasının ihtiyaç duyduğu mesleki becerilere sahip insan kaynağını yetiştirerek çok önemli katkı sağlıyor. Özellikle katsayı uygulamasından sonra mesleki eğitim bunalımlı bir dönem geçirdi. Bu dönemde mesleki eğitim akademik açıdan başarılı öğrencilerin tercihi olmaktan çıktı. Daha sonraki yıllarda tüm liselere sınav puanı ile yerleştirme uygulamasında ikinci bir şok daha yaşandı. Katsayı uygulamasından sonra yaşananlar tekrar etmeye başladı, mesleki eğitim tekrar akademik olarak görece başarısız öğrencilerin zorunlu seçeneğine dönüştü. Bu süreçler, meslek liselerimizde yöneticilerimiz ve öğretmenlerimizin morallerini olumsuz etkiledi. Mesleki eğitim, sorunlarla, öğrenci devamsızlıkları ve disiplin suçlarıyla anılır olmaya başladı. Bunun bir sonucu olarak mezunların iş piyasasının beklentilerini karşılayamaması da mesleki eğitime yönelik olumsuz algıyı pekiştirdi. Dolayısıyla mesleki eğitimlilerde ciddi bir özgüven kaybı oldu.

‘ÖZGÜVEN KAZANILDI’

- Bu süreçte öz güven ciddi anlamda yeniden mi kazanıldı?

Kesinlikle. Bu sürecin en önemli katkısı mesleki eğitimin eski itibarlı günlerindeki özgüvenini tekrar kazanması oldu. Sorunları çözüldüğünde, fırsat verildiğinde ve motive edildiğinde neler yapabileceğini gösterdi. Bu süreçte mesleki eğitim sorunlarıyla değil, ürettikleriyle ve üretim kapasitesi ile gündeme geldi. Ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarında başarılarına daha fazla yer verildikçe özgüven daha da arttı. Yapabileceklerine, üretebileceklerine ve ürettiklerinin değerli olduğuna yönelik inanç arttıkça başarı beraberinde gelmiş oldu.

‘HER MERKEZ BİR ALANA YOĞUNLAŞACAK’

- Kovid-19 salgın sonrası günlerde AR-GE merkezleri kalıcı olacak mı?

Mesleki eğitimde artık AR-GE dönemine geçiyoruz. Kovid-19 salgınının mesleki eğitime en önemli kazanımlarından birisi bu olacak. Bu süreçte kurduğumuz AR-GE merkezlerine bölgesel dağılımı da göz önüne alarak yenilerini ekleyeceğiz. Bu çalışmalar tamamlanmak üzere. Yaklaşık 20 AR-GE merkezimiz olacak. Her merkez farklı bir alana yoğunlaşacak. Örneğin bir merkez sadece yazılım ile ilgili olurken bir diğeri biyomedikal cihaz teknolojileri üzerine yoğunlaşacak. Merkezler birbirleri ile sürekli iletişimde olacak ve birbirlerini destekleyecekler. Bu merkezler aynı zamanda mükemmeliyet merkezleri olacak. Ana odağı ürün geliştirme, patent, faydalı model, tasarım ve marka üretmek, tescil ettirmek ve ticarileşmesini sağlamak olacak. Ürün çeşitliliğini sürekli artıracağız. Öğretmen eğitimlerimizi artık bu bölgesel AR-GE merkezlerinde gerçekleştireceğiz. Mesleki eğitim müfredatının güncellenmesinde de bu merkezler önemli katkı sağlayacaklar.

GÜVENLERİ ARTTI

- “MEB’in yaklaşık son iki yıldır mesleki eğitime yapmış olduğu yatırımlar meyvelerini vermiş oldu” diyebilir miyiz?

Evet. Gerçekten bakanlık olarak mesleki eğitime çok ağırlık verdik. Peş peşe çok önemli projeleri hayata geçirdik. En önemlisi ise ilk kez, eğitim verilen tüm alanlarda sektörlerin güçlü temsilcileri ile yoğun ve kapsamlı iş birlikleri yürüttük. Dolayısıyla sektörlerin mesleki eğitime güvenleri de giderek arttı. Tüm bu adımlar bu süreçte hızlı, toplu ve dinamik bir cevap üretilebilmesini sağladı.

‘ÜRETİM KAPASİTESİNİ SÜREKLİ ARTIRACAĞIZ’

- Bundan sonrasını nasıl planlayacaksınız?

Mesleki eğitimde eğitim-üretim-istihdam döngüsünü güçlendirmeye devam edeceğiz. Eğitimi, iş piyasası ile daha güçlü bir iş birliğinde sürekli güncelleyeceğiz. Meslek liselerimizi üretimin merkezleri yapacağız. Özellikle döner sermaye kapsamındaki ürün ve hizmet üretim kapasitesini sürekli artıracağız. Örneğin, 2019’da bu kapsamda yapılan üretimden elde edilen geliri yaklaşık yüzde 40 artırarak 400 milyon TL seviyelerine çıkartmıştık. 2021’de hedefimiz 1 milyar TL’lik üretim. En önemli konu, mezunların iş piyasasında istihdam kapasitesini ve istihdam koşullarını iyileştirmek. Sektörlerle istihdam öncelikli kurmuş olduğumuz iş birlikleri buna yönelik ilk adımlarımız oldu. Bu adımlar güçlenecek devam edecek.

 ‘ODAKLANDIĞIMIZ TÜM ÜRÜNLER ÜRETİLDİ’

- Meslek liselerinde AR-GE merkezleri kurdunuz. Amaç neydi?

Kovid-19 ile mücadele günlerinde mesleki eğitimin katkısı iki aşamalı oldu. Birinci aşama ihtiyaç duyulan maske, dezenfektan, yüz koruyucu siper, tek kullanımlık önlük ve tulumun seri üretimi ve ihtiyaç noktalarına ulaştırılmasını kapsadı. Bu aşama çok başarılı geçti ve bu kapsamdaki üretimler hâlâ devam ediyor. İkinci aşama ise, kovid-19 ile mücadelede ihtiyaç duyulan solunum cihazı ve maske makinesi gibi cihazların tasarlanması ve üretilmesine odaklandı. İkinci aşamada başarılı olmak için altyapısı güçlü illerimizde mesleki ve teknik Anadolu liselerimiz bünyesinde AR-GE merkezleri kurduk. Bu ürünlerin tasarlanması ve üretilmesine yönelik AR-GE merkezlerimizin alt yapısını güçlendirdik. İstanbul, Bursa, Tekirdağ, Ankara, İzmir, Konya, Mersin, Muğla ve Hatay gibi illerimizde kurduğumuz bu merkezlerde çok yoğun çalışmalar yürütüldü. Bu merkezlerde odaklandığımız tüm ürünleri üretebildik. Bu kapsamda cerrahi maske makinesi, solunum cihazı, N95 standardında maske makinesi, video laringoskop cihazı, yoğun bakım yatağı, hava filtrasyon cihazı, numune alma ünitesi gibi çok sayıda ürün tasarlandı ve üretildi.

İTÜ-ASELSAN İLE İŞ BİRLİĞİ

- Müfredat güncellemesi derken Kovid-19 salgını sonrası iş piyasasının da dönüşeceği göz önüne alındığında yeni güncellemeler yapacak mısınız?

Elbette. Bu süreç sonrasında otomasyon, yazılım, yapay zekâ teknolojileri ve dijital becerilere yönelik hızlı bir müfredat yenilenmesi olacak. Mesleki ve teknik eğitim kurumlarını salt beceri eğitiminin yapıldığı kurumlar olarak düşünmüyoruz. Değişen teknolojik ve toplumsal koşullara adapte olabilmeleri için tüm öğrencilerimizin anahtar becerileri de kazanmalarını istiyoruz. Zamanla mesleki ve genel eğitim arasındaki ayırımı azaltmak istiyoruz. Bundan dolayı İTÜ ve ASELSAN gibi hem teknik hem de akademik açıdan güçlü kuruluşlarla iş birliği yapıyoruz. Eğitim verdiğimiz tüm meslek alanlarında alanın iş piyasasındaki teknolojik seviyesine göre ihtiyaç duyulan beceriler müfredata derç edilecek. Ancak bununla da yetinmeyeceğiz mezunlarımızın genel becerilerini de güçlendirmek için çalışmalar yapacağız.