"COVID-19'la mücadelede gerekli ürünlerin hızlı üretimi ve erişimi önemlidir. Türkiye'deki mesleki eğitim, bu mücadelenin ana aktörlerinden biri haline gelmiştir."
Makalenin devamından alıntılar şu şekildedir:
"Mesleki eğitim ve öğretim politikasının oluşturulmasındaki en önemli nokta, mesleki eğitimin her ülke için işgücü piyasasında yarattığı işgücüne noktasıdır. Türkiye'de mesleki eğitim sistemi, 2023 Eğitim Vizyonu ile 2018'den bu yana önemli bir dönüşüm geçirmiştir.
Mesleki eğitim ve öğretimin tüm sektörlerle birlikte, istihdamın önceliğine ve eğitim süreçlerinde işbirliğine gitmesi; meslek lisesi müfredatında akademik becerilere vurgu yaparak yeni bir sayfa açılmış ve olumlu sonuçlar alınmıştır. Mesleki eğitime giren öğrenci sayısı yaklaşık yüzde 20 artmış ve 2 milyon civarına ulaşmıştır. İlk kez, başarı sıralamasının yüzde 1'inden gelen öğrenciler mesleki eğitim kurumlarımıza yerleştiler. İşgücü piyası ise bu durumdan memnun kalarak daha fazla altyapı desteği ve beceri eğitimi alanında kolaylıklar sağlamaya başlamıştır.
Mesleki Eğitim ve Öğretim işgücü piyasasının taleplerine göre dönüştürülüp, dinamik bir yapı kazanırken, COVID-19 pandemisine karşı güçlü bir Mesleki Eğitim ve Öğretimin katkısı farklı bir şekilde ortaya çıkmıştır. Türkiye'deki Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), salgın hastalıkların yayılmasını önlemek için mesleki eğitimdeki üretim kapasitesini önemli bir araç olarak kullanabilmiştir. Kısa bir süre içinde, meslek liseleri temizlik ve dezenfeksiyon ürünlerinden maske üretimine, tek kullanımlık önlüklerden ve tulumlardan yüz koruma kalkanlarına kadar çok çeşitli ürünlerin seri üretimine başladı.
Maske ihtiyacını karşılamak için yaklaşık 50 meslek lisesi bugüne kadar dokuz milyon civarı maske üretti ve sağlık çalışanlarına ve vatandaşlara ücretsiz olarak teslim edildi. Ayrıca, meslek liselerinin kimyasal teknoloji alanlarında da temizlik malzemeleri üretimi konusunda kapasite artırılmış ve Türkiye'nin tüm illerinde 54 bin okulun tüm temizlik ihtiyaçlarını karşılayabilecek üretim kapasitesinin elde edilmesine öncelik verilmiştir.
Bu hedefe kısa sürede ulaşıldı ve gerekli malzemeleri üreten meslek lisesi sayısı iki katına çıktı. Günümüzde, tüm okulların temizlik ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde, tüm illerdeki talepler meslek liselerinde üretim yoluyla kolayca karşılanabilir haldedir. Şimdiye kadar beş milyon litre hipoklorit dezenfektan, 120 bin litre el dezenfektanı ve üç bin litre kolonya üretildi ve ihtiyaç duyulan noktalara teslim edildi.
Meslek okulları sağlık personellerimizin ihtiyaçlarına öncelik vermiş ve yüz koruma kalkanları, tek kullanımlık önlükler ve tulumlar üretmiştir. Bugüne kadar 750.000 yüz koruyucu kalkan ve bir milyon tek kullanımlık önlük ve tulum üretildi ve sağlık profesyonellerine ücretsiz olarak teslim edildi. Meslek liselerinde üretim; aylık bir milyon yüz koruma kalkanı ve 1,5 milyon tek kullanımlık önlük ve tulum üretim kapasitesine ulaşılmıştır.
Üretim kapasitesinin artırılmasında otomasyonun önemini göz önünde bulunduran MEB, meslek liselerinde birkaç araştırma ve geliştirme merkezi kurdu ve öncelikle üç ürünün üretimine odaklandı: Cerrahi maske makinesi, solunum cihazı ve N95 standardı ile maske üreten maske makinesi.
İlk otomatik üç katmanlı telli ultrasonik cerrahi maske makinesi İstanbul'da yaklaşık 20 günde üretildi ve seri üretim başladı. Maske makineleri üretimi ile aylık cerrahi / tıbbi maske üretim kapasitesi İstanbul'da 5 milyon, Türkiye'de ise sadece lise içerisinde 15 milyona çıkmıştır. Solunum cihazları, Hatay ve İstanbul olmak üzere iki farklı şehirde üretildi ve sertifikasyon sürecinin tamamlanması üzerine seri üretime başlanacak. N95 standart maskeleri üreten maske makinesinin üretimi tamamlanarak, ilk testleri başarıyla tamamlanmıştır.
Pandeminin ilk şokunun üstesinden gelmek ve toplumda daha fazla panik oluşmasını önlemek için gereken ürünleri hızlı üretim ve ürünlere erişim kolaylığı, COVID-19 gibi küresel pandemilere karşı mücadelede önemlidir. Bu bağlamda, Türkiye'deki güçlendirilmiş mesleki eğitim, bu mücadeledeki ana aktörlerden biri olarak ortaya çıkmıştır.
Türkiye'deki mevcut deneyim, güçlendirilmiş bir Mesleki Eğitim ve Öğretim'in sağlık çalışanlarını ve insanları, hızlı üretim kapasitesi ile COVID-19 gibi krizle başa çıkma konusunda aktif bir rol oynayabileceğini göstermektedir."