Ayda 2 milyon maske hedefiyle yola çıkmışken şu anda ayda 10 milyon maske üretim kapasitesine ulaştık. Diğer taraftan yüz koruyucu siperi 3-D yazıcılarla ayda 50 bin adet üretme hedefini de güncelledik. Yüz koruyucu siperin kalıbını üreterek 3-D yazıcı kullanmadan seri üretime geçtik ve aylık üretim kapasitesini 300 bine çıkardık.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) koronavirüs pandemisi kapsamında tüm imkânlarını seferber ederek uzaktan eğitimle öğrencilerin eğitimlerinde ilk günden itibaren destek olmaya devam ediyor. Bir taraftan internet üzerinden eğitim desteği sunarken diğer taraftan televizyon üzerinden de ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde ayrı frekanslardan derslerin anlatıldığı yayınlar yapıyor. Sunduğu eğitim desteğinin kalitesini artırmak için tüm ekip fedakârca çalışıyor. Bu sürecin ağır yükünün ilk şoku atlatıldıktan sonra da sunduğu eğitim hizmetinin çeşitliliğini de sürekli artırıyor.
Burada meslek liselerimize ayrı bir sayfa açmamız gerekiyor. Son yıllarda attığımız adımlarla güçlenen, kendisine gelen ve eski günlerdeki üretim refleksine kavuşan mesleki eğitim camiası tüm üretim kapasitesiyle sahaya girdi. Mesleki eğitim kendisine imkân sağlandığında neler yapabileceğini tüm ülkeye gösterdi. Herkes salgının ilk şokunu atlatmaya çalışırken mesleki eğitim öğretmenleri ve öğrencileri el ele verdiler ve ihtiyaç duyulan ürünleri hızla üreterek topluma moral aşıladılar. Her gün yeni bir ürünü üretmeye ve vatandaşlarına ulaştırmaya başladılar. İllerimizin temizlik malzemelerinden maske ihtiyacına, tek kullanımlık önlük ve tulumdan yüz koruyucu siperlere kadar virüsün yayılımını önlemede önemli olan ürünlerin üretilmesinde seferber oldular. İller ihtiyaç duyulan ürünlerin üretilmesi için birbirleri ile rekabet etmeye başladılar. Toplumda görünür oldukça heyecanları daha fazla arttı, daha fazla ne yapabileceklerine odaklandılar. Ürettikçe ve takdir edildikçe kendilerine geldiler ve daha samimi bir şekilde üretime odaklandılar.
AR-GE kapasitesi arttı
Burada mesleki ve teknik Anadolu lisesi öğrencilerine özel teşekkür etmemiz ve alkışlamamız gerekiyor. Onlar ilk günden itibaren herhangi bir zorlama olmadan gönüllü bir şekilde bu fedakârlık hikâyesinin bir parçası oldular. Fırsat verilirse neler yapabileceklerini, dolayısıyla hakları teslim edildiğinde bu ülkeyi nasıl güçlü hale getirebileceklerini de herkese gösterdiler. Meslek liselerimiz şu ana kadar 4 milyon litre hipoklorit dezenfektan, 50 bin litre el dezenfektanı, 1000 litre kolonya ürettiler. En fazla ihtiyaç duyulan cerrahi/tıbbi maskeden 4 milyon ürettiler. Ayrıca, 100 bin yüz koruyucu siper ve 500 bin önlük/tulum ürettiler. Üretilen ürünleri her ilde valiliklerin koordinasyonu ile ihtiyaç duyulan noktalara ulaştırdılar. Üretimler bütün hızıyla devam ediyor.
Fikri mülkiyet ile üretim arttı
Bir taraftan ülke sathında mesleki eğitimin üretim hamlesi güçlenir ve topluma dokunurken Bakanlık olarak bazı illerimizde AR-GE çalışmalarına ağırlık verdik. Belirlediğimiz altyapısı güçlü illerimizde üretime dönük araştırma kapasitesini artırmak için gerekli yatırımları yaptık. AR-GE çalışmalarında üç ana ürüne odaklandık: Cerrahi maske makine üretimi, solunum cihazı üretimi ve N95 standardında maske üreten makinenin üretimi. Çalışmalar başarılı bir şekilde devam ediyor. İlk müjdeli haber İstanbul’dan geldi. Mart ayında İstanbul’da Nahit Menteşe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğretmenleri ilk Otomatik Üç Katlı Telli Ultrasonik Cerrahi Maske Makinesini üretti. Sonrasında iki adet cerrahi maske makinesi daha üretildi. Solunum cihazı ve N95 maske makinesinin üretilmesinde de sona yaklaştık. Nisan ayında bu üretimleri de gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Elbette burada amacımız makine ticareti yapmak değil. Bir taraftan yeni makinelerle üretim kapasitemizi artırmaya çalışırken diğer taraftan bu makinelerin üretilmesinde elde ettiğimiz tüm bilgileri iş dünyamızla paylaşmak ve ülkemizin üretim kapasitesine katkı vermek istiyoruz.
2019-2020 eğitim-öğretim yılının başında özellikle meslek liselerimizde fikri mülkiyeti ana tema olarak belirlemiş ve bu kapsamda patent, faydalı model, tasarım ve marka tesciline odaklanmıştık. Son on yılda mesleki eğitimde fikri mülkiyet kapsamında sadece 20 ürün tescili alınmışken bu dönem başvuruların tamamını destekleyip süreci de Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığımızın destekleriyle takip edince başvuru sayıları inanılmaz arttı. Bu ivmelenme sonunda 2019 yılında 3 patent, 17 marka ve 27 tasarım olmak üzere 47 ürün tescil edildi. 2020 yılında da bu kısa sürede 66 ürün tescil edildi. Yani Bakanlık olarak fikri mülkiyet konusunda odaklanmamızla kısa sürede 113 ürün tescil edildi. Fikri mülkiyete odaklanmamız okullarımızda ve illerimizde mesleki eğitimde AR-GE kapasitemizi ve farkındalığı güçlendirdi. Bu çalışmaların olumlu sonuçlarını bu süreçte de gördük. AR-GE çalışmaları üretim kapasitemizi güçlendirdi. Ayda 2 milyon maske hedefiyle yola çıkmışken şu anda ayda 10 milyon maske üretim kapasitesine ulaştık. Diğer taraftan yüz koruyucu siperi 3-D yazıcılarla ayda 50 bin adet üretme hedefini de güncelledik. Yüz koruyucu siperin kalıbını üreterek 3-D yazıcı kullanmadan seri üretime geçtik ve aylık üretim kapasitesini 300 bine çıkardık. Şimdi aynı kalıpları farklı bölgelerdeki illerimizle paylaşarak ayda 2 milyon yüz koruyucu siper üretim kapasitesine ulaşacağız.
54 alan, 203 dal
Bu süreçte kazandığımız deneyimleri kullanarak tüm illerimizde okullarımızın altyapılarını bölgelerindeki sanayi ile ilişkili üretime odaklandırmak için yeni bir çalışma yaptık. Özellikle koronavirüs gibi küresel salgınları ve önümüzdeki yıllarda karşılaşılabilecek farklı salgınları da göz önüne alarak ihtiyaç duyulan veya duyulabilecek tüm ürünlerin dökümlerini çıkardık. Bu ürünleri mesleki eğitimde eğitim verdiğimiz 54 alan ve 203 dal ile ilişkilendirdik. Gerekli yatırımları şimdiden yapmaya başladık. Ayrıca bu kapsamda bölgesel mesleki eğitim AR-GE merkezlerini planladık. Böylece her hangi bir sıkıntılı günde ülkemizin ihtiyaç duyduğu ürünleri hızla üretebilmek için hazır olabileceğiz. Diğer taraftan fikri mülkiyete ağırlık vererek bu ürünleri sürekli geliştirebileceğiz ve patent, marka, faydalı model ve tasarım tescillerimizi alabileceğiz.
Sonuç olarak mesleki eğitim bu süreçte bir başarı hikâyesi üretmiştir. Güçlü mesleki eğitimin toplumsal taleplere nasıl hızla cevap üretebildiği gösterilmiştir. Artık eğitimin ötesinde iş piyasasında mesleki eğitim mezunlarına destek verme, çalışma koşullarını ve özlük haklarını iyileştirme zamanıdır. Bakanlık olarak yukarda kısaca değindiğim geleceğe yönelik planlamalarımızla eğitim-üretim-istihdam döngüsü daha da güçlenecek ve güçlü bir mesleki eğitim güçlü Türkiye’nin her zaman yanında yerini alacaktır.
(Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer'in Star Gazetesi'nde yer alan yazısıdır.)