Atatürk
    Haberler
Mesleki Eğitim Merkezleri ile Sektörler Buluşması

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Samsun programı kapsamında Mesleki Eğitim Merkezleri ile Sektörler Buluşması'na katıldı.

Mesleki Eğitim Merkezleri ile Sektörler Buluşması'nda bir konuşma yapan Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye'de mesleki eğitimin antidemokratik uygulamalara şahitlik ettiğini, katsayı uygulamasının 10 yıl boyunca sistemi tahrip ettiğini belirtti.

Katsayı uygulaması sonucu akademik olarak başarılı öğrencilerin mesleki eğitime gitmemeye başladığını, yavaş yavaş meslek liselerinin hiçbir liseye gidemeyen öğrencilerin kümelendiği bir okul türüne dönüştüğünü ve buralarda başarı beklentisinin düşerek disiplin vakalarının arttığını anlatan Özer, bunun sonucunda iş gücü piyasası temsilcilerinin de 'Aradığım elemanı bulamıyorum.' şikâyetleri başladığını ifade etti.

2012 yılında uygulamanın kaldırılmasından sonra tahribatın etkilerinin bertaraf edilmesi için Millî Eğitim Bakanlığının büyük çaba sarf ettiğini dile getiren Bakan Mahmut Özer, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz farklı bir şey denedik. Sektör temsilcileri yıllardan beri mesleki eğitim mezunlarını beklerken biz sektör temsilcilerini sistemin içine dâhil ettik. Gelin, eğitim süreçlerini birlikte düzenleyelim, müfredatı birlikte güncelleyelim, dedik. Kısa sürede mesleki eğitim verdiğimiz tüm alanlarda sektörün güçlü temsilcileriyle iş birliklerini tamamladık. Yüzde 1'lik dilimden öğrenci aldı meslek liseleri. İşte bu, bir kırılmadır. 28 Şubat sürecinin akıntısını tersine çevirmiş olduk."

Mesleki eğitimde döner sermaye kapsamında yapılan üretim kapasitesinin de artırıldığını söyleyen Bakan Özer, "Göreve geldiğimiz zaman mesleki eğitimde yıllık üretim kapasitesi 200 milyonlar civarındaydı 3 bin 574 mesleki ve teknik Anadolu lisesinin cirosu. 2021 yılını 1 milyar 162 milyon ile kapattık." dedi.

Öğrenciler, döner sermaye kapsamındaki üretimden 55 milyon lira pay aldı

Döner sermaye kapsamındaki üretimin kalıcı beceriler sağladığını, öğrencilerin istihdam edilebilirliklerini artırdığını ve bu üretimin sonucunda öğrencilerin üretime yaptıkları katkı oranında ücret aldıklarını hatırlatan Bakan Özer, "2021 yılında öğrencilerimiz, 1 milyar 162 milyondan 55 milyon lira pay aldılar. Öğretmenlerimiz de 112 milyon lira aldılar." diye konuştu.

Kovid-19 salgınında ülkelerin parası olsa bile maske, solunum cihazı bulamadığını aktaran Bakan Mahmut Özer, bu dönemde mesleki eğitimin maskeden dezenfektana video laringoskoptan maske makinesine pek çok üretimi yapabildiğini ve çoğunlukla ücretsiz olarak ihtiyaç noktalarına ulaştırıldığını kaydetti. Özer, şunları söyledi:

"Mesleki eğitim sadece iş gücü piyasasının ihtiyacını karşılayan bir eğitim türü değil, aynı zamanda Kovid 19 salgını gibi olağanüstü koşullarda üretim kapasitesini ülkenin lehine, devletinin milletinin lehine dönüştürebilen bir eğitim türü. Bu üretim kapasitesini fikrî mülkiyet ve sınai haklarla birleştirdik. Bir ülkenin kalkınmasında en önemli unsurlardan biri, katma değeri yüksek ürünleri üretebilme kapasitesidir. O da patentten, faydalı modelden, markadan geçer, tasarımdan geçer ve onların ticarileşmesinden geçer. Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla Külliye'de 50 AR-GE merkezimizin açılışını gerçekleştirdik. Sonra meslek liseleri yıllık olarak 200-300 tescil almaya başladı. İlk kez 2022 yılında 74 ürünün ticarileştirilmesini sağladı."

Yıllık olarak 200-300 tane patent, faydalı model, marka, tasarım tescili almaya başladıklarını aktaran Özer, ilk kez 2022 yılında 74 tane tescilin ticarileşmesini sağladıklarını kaydederek meslek liselerinin bu dönemde ilk kez yurt dışına ihracat yapmaya başladığını söyledi.

Bakan Özer, 28 Şubat döneminde toplumsal bir manipülasyon yapılarak meslek liselerinin kimsenin gitmek istemediği bir lise türüne dönüştürüldüğüne işaret ederek şöyle devam etti: "Şu anda meslek liseleri, gelinen noktada herkesin gitmek istediği, puanların çok yüksek olduğu, doluluk oranlarının yüzde 100'e ulaştığı ve öğrenci çalışırken aynı zamanda gelir elde ettiği, ailesine katkıda bulunduğu bir eğitim türüne dönüştü. İkinci bir açılım daha yaptık -bugünkü buluşmamızın nedeni o- mesleki eğitim merkezleri... Mesleki teknik Anadolu liseleri, dört yıllık eğitim veren Anadolu liselerinin mesleki eğitim versiyonu. Mesleki eğitim merkezleri ise Almanya'daki mesleki eğitimin Türkiye'deki karşılığı. Yani haftada bir gün okula gidiyor, dört gün işletmede gerçek iş ortamında eğitim alıyor ve buradaki eğitim, 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'yla dizayn ediliyor. Dört yıllık eğitim boyunca iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı tüm öğrenciler sigortalandı. Her öğrenci, asgari ücretin yüzde 30'u kadar ücret alıyor. Bu ücreti işveren veriyordu. Bunun bir kısmını devlet geri iade ediyordu. Çalışan sayısına göre. 25 Aralık 2021 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda bir değişiklik yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, işveren ve öğrenci için cazip bir mekanizma oluşturalım istedik ve işverenlerin üzerinde bu asgari ücretin yüzde 30'u kadar olan yükü devlet olarak biz üstlendik. İkinci bir düzenleme daha yaptık. 3. sınıfın sonunda kalfa olanlar da asgari ücretin yüzde 30'unu almaya devam ediyordu. Onu asgari ücretin yüzde 50'sine çıkarttık. Yani bugün mesleki eğitim merkezine kayıt yaptıran bir gencimiz ayda 1.275 lira para alıyor. Bunu işveren katiyen vermiyor, devlet veriyor. Devlet aynı zamanda iş kazalarını ve meslek hastalıklarına karşı sigortasını yapıyor. Eğer kalfaysa 2.075 lira para alıyor ve eğitimini devam ettiriyor."

Bakan Özer, mesleki eğitim merkezlerinden mezun olanların eğitim aldıkları alanda istihdam oranının ise yüzde 80 olduğunu belirterek 2022 yılının sonunda bir milyon gencin mesleki eğitim merkezleriyle buluşturacaklarını söyledi.

"Artık 'Bu ülkede aradığım elemanı bulamıyorum.' retoriği, tarihin çöplüğüne atılıp gidecek"

"Artık 'Bu ülkede aradığım elemanı bulamıyorum.' retoriği, tarihin çöplüğüne atılıp gidecek." diyen Bakan Özer, 28 Şubat sürecinden önce mesleki eğitim merkezlerinin en güçlü olduğu zamanlarda mesleki eğitim merkezindeki öğrenci sayısının maksimum 249 bin 774 olduğunu belirterek 28 Şubat sürecinde mesleki eğitimin aldığı hasarın tamir edildiğini ve şimdi çok daha iyi bir noktaya geldiğini söyledi.

Sektör temsilcilerine seslenen Bakan Özer, "Bir işletmede, bir usta öğretici başına 12 çırak alabilme imkânı varken yönetmeliğimizi değiştirerek bunu 40'a çıkardık. Gelin, el birliği yapalım. Gençlerimizin bu ülkenin genç istihdamla ilgili, işsizlikle ilgili sorununu çözmek için el birliğiyle devletin bu teşvikini de kullanarak bu gençlerimizi seferber edelim, işletmelerimizi alalım ve biz onların hem ücretlerini verelim hem sigortalarını yapalım." diye konuştu.

Mesleki eğitim merkezlerine kayıt yaptırabilmek için ortaokul mezunu olmanın yeterli olduğunu ve bunun için yaş sınırlamasının olmadığına dikkati çeken Özer, 40 yaşındaki bir vatandaşın da 20 yaşındaki bir gencin de mesleki eğitim merkezi vasıtasıyla meslek sahibi olabildiğini kaydetti.

Özer şöyle devam etti: Organize sanayi bölgelerinin sayısı her geçen artıyor. İstihdam artıyor. O zaman gelin, biz de size destek olalım. Çıraklarınızı biz karşılayalım. Tüm masraflarını biz karşılayalım. Eğitimini birlikte yapalım, şu zorlu günlerde el birliğiyle birlikte çıkalım inşallah. Bakanlık olarak bu konuda her türlü destek vermeye hazırız. Gerçekten bu ülke, bu coğrafya çok kıymetli coğrafya... Birlik beraberlik içinde olduğumuz zaman çözemeyeceğimiz hiçbir problem yok. Biz Millî Eğitim Bakanlığı olarak kronik problemlerin çözülebilir olduğunu gösterdik. Okul öncesinde gösterdik, mesleki eğitimde gösterdik, yardımcı kaynakta gösterdik, yaz okullarında gösterdik, köy okullarında gösterdik. İstiyoruz ki hep birlikte hareket edip çok daha güzel işler yapalım."